Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi'nde yer alan Karagöz'ü dünyaya tanıtmak amacıyla kurulan Karagöz ve Kukla Oyunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (KARAKUM), Karagöz'ü sadece ramazan ayında hatırlanan bir seyirlik eğlence olmaktan çıkarmak için faaliyetler yürütüyor. Merkez, düzenlediği atölyelerle yeni hayaliler, tasvir sanatçıları yetiştirmeyi, Karagöz sanatı ve kukla oyunları ile ilgili akademik çalışmalar yürütmeyi hedefliyor.
"KARAGÖZ, SADECE RAMAZAN AYINDA YAPILAN BİR EĞLENCE DEĞİL"
Merkezin Müdürü ve BUÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dramatik Yazarlık Bölümü Ana Sanat Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi İbrahim Öztahtalı, AA muhabirine, Karagöz'ün çok sevilen bir gölge oyunu olduğunu, Osmanlı tarihi boyunca padişahlar nezdinde de ilgi gördüğünü anlattı. Karagöz'ün bir gölge oyunu olmanın dışında çok önemli bir misyonu da üstlendiğini belirten Öztahtalı, "Karagöz, sadece ramazan ayında insanları eğlendirmek için yapılan bir eğlence değil. Karagöz'ün çok ciddi, felsefi bir bakış açısı var. Temel hedefimiz, Karagöz'ün sadece ramazanın 30 gününe sığdırılan bir eğlence aracı olmasının önüne geçmek." dedi. Her geçen gün Karagöz sanatçılarının sayısının azaldığına dikkati çeken Öztahtalı, şöyle konuştu: "Merkezin temel hedeflerinden biri de yeni hayaliler yetiştirmek. BUÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Yüksek Lisans Programı'nda Karagöz ve kukla oyunlarıyla ilgili bir ders var. Hem öğrencilerden Karagöz'e hevesli olanlarının hem de yüksek lisans programında bu dersi alanların yeni bir hayali olarak, bu alanda uzmanlaşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Sadece akademik boyutta değil, bu konuya ilgi duyan herkesi atölyelerimizde hem suretler yapmaya hem de hayali olarak Karagöz oynatmaya davet ediyoruz."
"KARAGÖZ BİBLİYOGRAFYASI" HAZIRLANDI
Öztahtalı, "Karagöz'ün bir dünya markası olmasına çalışıyoruz. Çünkü Karagöz, Bursa'nın malı. Karagöz, Türkiye'yi dünyada tanıtabilecek, anlatabilecek çok önemli bir malzeme. Geleneksel Türk tiyatrosunun bu çok önemli alanı yaşayabilir hale getirmek istiyoruz." ifadesini kullandı. Merkezin sürdürdüğü projelere değinen Öztahtalı, şunları kaydetti: "Nezaket Özdemir tarafından, uluslararası bir 'Karagöz Bibliyografyası' çalışması, bir kaynakça çalışması yapıldı. Bu Karagöz kaynakçasında bütün dünya çapında Karagöz ile ilgili yapılmış bütün çalışmaları, makaleleri, bildirileri, kitapları bir araya getirmeye çalıştık. Ortaya çok muazzam bir kaynakça çıktı. Şu anda basılmak üzere matbaada. Önümüzdeki günlerde araştırmacıların mütalaasına sunulmuş olacak. Bu kaynakçadan seçtiğimiz bin 500 kitabı bir Karagöz kütüphanesi kurarak, araştırmacıların hizmetine sunmayı planlıyoruz. Bunun dışında Türk ve dünya kütüphanelerinde yer alan dijital malzemeleri de merkezin internet sitesinde araştırmacıların hizmetine sunmayı planlıyoruz." BUÜ Prof. Dr. Mete Cengiz, "Kültür Merkezi'nin fuaye alanında kalıcı bir 'Karagöz Sergisi' açmayı planlıyoruz. Bununla ilgili hazırlıklarımız devam ediyor. Hayali ve tasvir ustası Nevzat Çiftçi'nin elindeki Karagöz ve kukla koleksiyonu, sergilenecek. Buraya gelen herkes, kapıdan girer girmez önce Karagöz'ü selamlamış olacak."
"KARAGÖZ İLE İLGİLİ ÖZEL BİR ARMAĞAN SAYISI YAYINLAYACAĞIZ"
Öztahtalı, İstanbul'da 1908'de "Karagöz" adlı bir gazete neşredilmeye başlandığını, buradaki bir haber üzerine harekete geçtiklerini ifade ederek, şöyle devam etti: "Karagöz Gazetesindeki haberlerden birinde, Karagöz kabrinin çizimi bulunuyor. Bu haberde 'Karagöz'ün mezarı, son derece bakımsız ve biz, bunu çok üzülerek tespit ettik. Bununla ilgili önümüzdeki günlerde bir özel Karagöz sayısı tefrika etmek istiyoruz. Bununla ilgili gerekli bilgi ve belgeleri yazıhanemize ulaştırırsanız Karagöz ile ilgili özel bir sayı çıkartmak istiyoruz.' ibaresi vardı. İncelemelerimiz, daha sonraki sayılarda maalesef böyle bir özel neşriyatın olmadığını bize gösterdi. Buradan hareketle 'Bunu neden bugün yapmıyoruz' dedik ve Uluslararası İnsan ve Sanat Araştırmaları Dergisi'nin bir özel sayısını Karagöz'e ayırmaya karar verdik. Bununla ilgili duyurularımızı yaptık. Türkiye'deki, dünyadaki bütün Karagöz ve gölge oyunu araştırmacılarının katkılarını aldık. Önümüzdeki günlerde Karagöz ile ilgili özel bir armağan sayısı yayınlayacağız." Işığın ve varlığın olduğu her yerde gölge olduğunu, dünyanın birçok yerinde gölge oyunu olduğunu anlatan Öztahtalı, "Karagöz, bizim ülkemizin öz malı. Karagöz ve Hacivat, perdenin çok önemli iki aktörü. Türkiye'de, hatta dünyada bugüne kadar Karagöz'ün bir gölge oyunu olarak akademik bir platformda tartışılması, akademik bir birim tarafından araştırma ve uygulama babında ele alınması söz konusu olmamış. BUÜ, dünyada ilk olarak böyle bir kurum açarak, Karagöz ve Kukla Oyunları Uygulama ve Araştırma Merkezi'ni kurdu ve bir ilke imza attı." değerlendirmesinde bulundu.
Anasayfaya Dön Güncel Haberler Haber Arşiv