.bmp)
Üç ilahi dinin kutsal saydığı Kudüs, binlerce yıllık geçmişiyle önemini kaybetmemiş bir şehirdir. Birçok peygamberin uğrak yeri olan bu kutsal şehir, Hz. Peygamber’in Mirac’a yükseldiği yer olan Mescid-i Aksâ’yı barındırması sebebiyle Müslümanlar için de son derece değerli kabul edilmiştir. Mekke ve Medine’den sonra Kudüs, Müslümanlar için üçüncü kutsal beldedir.
Hz. Ömer tarafından 638 yılında Müslümanlar tarafından fethedilerek özgürleştirilen Kudüs, daha sonraki dönemlerde defalarca Hıristiyanlar tarafından gerçekleştirilen ve özellikle Müslümanların bu şehir ile bağlarını koparmayı amaçlayan Haçlı seferleri boyunca çok büyük katliam ve yıkımlara sahne olmuştur.
Yavuz Sultan Selim’in padişahlığı döneminde Osmanlı topraklarına katılan Kudüs, 401 yıl boyunca ecdadımızın elinde kaldı. 9 Aralık 1917 tarihine kadar barış ve huzur dönemi olarak geçen dört asır boyunca üç ilahi dinin mensupları özgür bir şekilde dinlerini yaşama fırsatı bulmuşlardır. Osmanlıların bu topraklardan ayrıldığı günden bu yana ise Kudüs, hep kaos, belirsizlik ve gerginliklerin yaşandığı bir şehir haline gelmiştir. Son zamanlarda Kudüs’ün statüsü hakkında alınan son derece yanlış bir kararla bu şehrin barış ve huzur iklimine dönüşmesi umutlarının tükendiğine şahit oluyoruz.
Kudüs, tüm Müslümanların göz bebeğidir, namusudur, kutsalıdır. Mescid-i Aksâ başta olmak üzere, Kudüs’teki bütün kutsal mekânların mevcut statüsünün korunması ve gereken saygının gösterilmesi Filistin ve Ortadoğu barışı açısından son derece önemlidir.
Osmanlı Türklerinin Kudüs ve Mescid-i Aksâ’dan ayrılmak zorunda kaldıkları tarihin 101. yıl dönümünde "İnsanlığın Kırmızı Çizgisi: Kudüs" Sempozyumu Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Bursa Uludağ Üniversitesinin ortaklaşa düzenlenmektedir. Ülkemizdeki konunun uzmanı 22 akademisyenin bir gün boyunca değişik boyutlarıyla ele alacakları bu sempozyumda, ayrıca Yıldız Arşivindeki II. Abdülhamid döneminde çekilen Kudüs fotoğraflarından oluşan bir sergi de yer alacaktır.
